Pandemiden etkilenen sektörlerin başında lojistik geliyor. Şirket olarak siz bu süreci nasıl değerlendirdiniz, hangi stratejiyle hareket ettiniz? 

Covid-19 salgını, lojistik sektöründe ciddi ve benzeri görülmemiş bir değişikliğe neden oldu. Sektörün köklü bir firması olarak özellikle son beş senedir çok önemli yatırımlar yaptık. Öngörümüz ve vizyonumuz ile bu tarz büyük çaplı krizlere kendimizi hazırladık. Teknolojik altyapı yatırımlarımız, geniş filo ağımız, dijital dönüşüm ve intermodal çalışmalarımız gerek pandemi dönemine gerekse post-pandemiye hızlıca adapte olmamızı sağladı. Müşteri odaklı anlayışımızı yeni iş modelleri ile birleştirdik, sürdürülebilirliğe, verimliliğe her zamankinden daha da çok önem verdik. Böylelikle beş senedir sahip olduğumuz vizyonumuz ve gerçekleştirdiğimiz yatırımlarımızın sonuçlarını almaktan mutluluk duyuyoruz.

Bu süreçte neler yaptığımızdan bahsedecek olursak; süreç boyunca veri analitiği çalışmalarımızın çıktılarını iyi okuyarak müşterilerimize değer yaratan iş sonuçları sunmaya devam ettik. Farklı sektörlerde hizmet verdiğimiz ve bulunduğu sektörün hacmine göre farklı boyutta dalgalanma yaşayan müşterilerimizin beklentilerini onlarla birlikte analiz ederek ihtiyaçlarına en hızlı şekilde cevap verebildik. Bu dönemde müşteri ilişkileri anlamında kesintisiz bir süreç yönettik ve her an erişilebilir, hizmet sağlayabilir olduk. İş akışının devamlılığı gereği tedarik zinciri boyunca tüm temas noktalarının azaltılması ya da tamamen kaldırılması amacıyla uçtan uca temassız süreçler oluşturduk, yöntemlerimizi yeniden tanımladık. Bu süreçleri tasarlarken, sahalarda yeni kiosk ve otomasyon noktaları oluşturduk. Sahadaki personelin arasındaki mesafelerin kontrolü için görüntü işleme sistemlerinin entegrasyonu üzerindeki çalışmalarımız da devam ediyor.

Bunun yanında pandemi, intermodal taşımacılığın da önemini arttırdı. Denizyolu taşımacılığı karayoluna göre pandemi döneminden daha az etkilenen bir tablo çizerken, konteyner sorunu gibi olumsuzluklar nedeniyle de karayolu ve intermodal taşıma kapasitesini tekrar değerlendirmeye aldık. Operasyonel verimliliği göz önünde bulundurarak yükleri farklı taşıma modlarına kaydırdık. Müşterilerimize taşıma rotalarında kullanılabilecek tüm alternatifleri değerlendirerek karayolu ve intermodal hatlara uygun yükler için operasyonlar planlandık ve müşteri portföyüne uygun hatlar ve karşılıklı yük planlaması ile bu alandaki faaliyetlerimizi de sürdürüyoruz.

Küresel ölçekte öne çıkan ve ciddi yatırımlar yapılan bir demiryolu gerçeği söz konusu. Şirketinizin bu bağlamda değerlendirme ve hedefleriniz nelerdir?

OMSAN Lojistik; 2017 yılında Türkiye’de demiryolu tren işletmeciliği yetki belgesini almış ilk özel tren işletmecisidir. Bu kapsamda da 2017 yılından beri Demirdağ-İskenderun ve Hasançelebi-Demirdağ hattında cevher taşıma projesini sürdürüyor, taşımalarda transit süre avantajı sağlıyoruz. Bunun yanı sıra TCDD Taşımacılık A.Ş. ile farklı hatlarda baca tozu taşıması yapıyoruz.  Vagon, lokomotif ve konteynerlerden oluşan özmal ve kiralık demiryolu filomuzla Türkiye’nin çeşitli noktalarında kömür, petrokok, cevher, klinker, baca tozu ve rulo sac taşımaları gerçekleştiriyoruz.

Yurt dışı çalışmalarımızda ise 2014 yılı itibarıyla karayolu üzerinden oto-taşıyıcılarımızla gerçekleştirdiğimiz Romanya–Türkiye ithalat sürecimizde çoklu taşıma modlarını devreye aldık. Bu kapsamda, Romanya içerisinde fabrika ve liman arasında çalışan oto taşıma vagonlarımızla limana sevk edilen araçlar, operasyonun devamında denizyolu ile Türkiye’ye getirildi. 2018 yılında ise, haftalık düzenli seferlerle, bitmiş araçların bayi dağıtım süreçlerinde demiryolu alternatifini kullanmaya başlayarak bu alanda da bir ilke imza attık. Yurt dışından Türkiye’ye getirilen araçların, oto taşıma vagonlarıyla, Köseköy–Yenice hattında düzenlenen seferler yardımıyla bayi dağıtımlarını gerçekleştirdik. 2020 yılında bitmiş araç pazarındaki hacim artışını yönetmek adına, aynı modeli TCDD Taşımacılık A.Ş.’ye ait kapalı vagonlarla da gerçekleştirdik.

2020 yılında ise Marmaray üzerinden Avrupa’dan Asya’ya otomobil taşıyarak dünyada bir ilke imza attık. Projemiz özelinde oto taşıma trenimiz ile Romanya’dan yüklediğimiz 200 adet aracı, Marmaray üzerinden kesintisiz ve aktarmasız bir şekilde İzmit’e ulaştırdık. Böylece dünyada denizin altından bu derinlikte otomobil taşıyan ilk şirket unvanının da sahibi olduk. Başarıyla gerçekleştirdiğimiz bu seferin ardından yeni uluslararası tren seferlerinin düzenlenmesi için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca demiryolunun artan önemini de göz önünde bulundurarak, Fransa, Romanya, Fas’taki şirketlerimizle değişik coğrafyalarda hizmet ağımızı genişletmeyi ve demiryolu taşımalarını stratejik hedeflerimiz kapsamında artırmayı planlıyoruz.

Son yıllarda yaptığımız atılımlarla demiryolu taşımacılığını üst seviyeye taşıdık. Pandemi döneminde kesintisiz ulaşım sağlamasıyla önemi bir kez daha anlaşılan, çevreci ve rekabetçi demiryolu taşımalarımızın hizmet portföyümüzdeki ağırlığının daha da artırılmasını hedefliyoruz. “Yeşil Taşımacılık” olarak da nitelendirilen demiryolu taşımacılığının yaygınlaştırılması ile karbon emisyonu salınımının azaltılmasına çok önemli bir katkı sunarak sürdürülebilirlik anlamında da ülkemize fayda sağlıyoruz.

Dünyada lojistik sektörünün geleceğine ve Türkiye’nin bu alandaki konumuna ilişkin görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?

2021’in lojistik sektörü açısından bir toparlanma yılı olacağını düşünüyorum. 2021 yılında e-ticaret hacmi daha da artacak. Tüketici alışkanlıklarının kısa sürede değişmeyeceğini, tam tersi bu yönde artışın devam edeceğini ve e-ticaret alanında doğru konumlanan firmaların pazar paylarını büyüteceğini düşünüyoruz. Tabi ki küresel anlamda ticaretin toparlanma süreci pandeminin ülke bazında gelişmeleriyle doğrudan bağlantılı olacak. Biz de e-ticaret odaklı müşteri ağımızı daha da genişletmeyi planlıyoruz. Bunun yanında dijitalleşmede dönüşümlerin çok daha hız kazanacağı bir döneme giriyoruz. Önümüzdeki dönemde lojistik sektörünün operasyonlarını temiz, sürdürülebilir ve ekolojik iş yapış biçimlerine doğru dönüştürmesi de büyük önem kazandı.

OMSAN Lojistik olarak, önümüzdeki süreçte de dijital, entegre, çevreci ve yenilikçi projelerimize hız kesmeden devam edecek, istihdam sağlayarak büyüyecek ve intermodal taşımacılık yetkinliğimizi daha da arttırmaya odaklanacağız. Hizmet yelpazemizi genişleterek, global bir lojistik hizmet sağlayıcısı olma hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Bunun yanında Türkiye, konumu itibarıyla lojistik sektörü için pek çok avantajı bünyesinde barındırıyor. Yakın zamanda faaliyetlerine başlayacak olan OYAK’ın otomotiv odaklı Ro-Ro limanı ile ülkemiz, otomotiv lojistiğinin yeni merkezi olmaya hazırlanıyor. Bunun yanında Marmaray’ın yük taşımacılığına tam olarak açılmasıyla birlikte Türkiye, lojistiğin merkezi olma konumunu da güçlendirecek. OMSAN Lojistik olarak ülkemizin bize sunduğu bu potansiyeli de azami şekilde değerlendiriyor olacağız.

Pandemiyle birlikte küresel ticarette artan ihtiyaçlarla depo sıkıntısı yaşandığı görüldü. Siz, depolama sistemlerinde nasıl bir yol izlediniz?

Pandeminin etkisi ile birlikte yaşanan ciddi anlamda talep artışı sebebiyle, e-ticaret depolarında alan artırımı ve ilave istihdam gibi acil çözüm arayışları ile bu talep karşılanmaya çalışıldı. OMSAN Lojistik olarak, depolama hizmeti kapsamında farklı alanlardaki bazı müşterilerimizle sözleşme yenileyerek tahsis edilen kullanım alanlarının genişletilmesi kararını aldık. Ayrıca ticaretteki değişimler sadece depolara olan talep artışını değil, özellikle e-ticarette teslimat sistemlerinin de önemini gündeme getirdi. Bu alanda da hem depolama hem de dağıtıma entegre çözümler sunmak üzere yazılımlarımızı revize ederek daha dijital platformlara taşıdık.

Bunun yanında dinamik ve hızlı hareketlere imkân verecek tasarımların hayata geçirilmesi günümüzde artan bir öneme sahip oldu. Depolama denilince hep metrekareler konuşulur fakat aslında bizim işimizde esas olan hacimdir. Biz de bu anlamda depolarımızda değişen yüksekliklere bağlı olarak en uygun mezanin sistemlere, asansörlerle desteklenmiş konveyör sistemlerle ek hacimler yarattık. Otomasyon sistemleriyle uygun çözüm yöntemlerini geliştirmek adına tedarikçilerimizle daha yakın çalışma ve birlikte farklı çözümler üretme imkânı yarattık. Tüm bu çalışmalarımızla OMSAN Lojistik olarak, müşterilerimizin zor zamanlarında destek alabilecekleri güvenilir bir çözüm ortağı olduğumuzu bir kez daha gösterdik.

Depolama faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Depolama faaliyetlerimiz kapsamında ihtiyaçları doğru ve hızlı analiz ederek, iş süreçlerine özel operasyonel gereksinimlerini belirleyip, yenilikçi teknolojilerle ve konusunda uzmanlaşmış ekibimizle çözüm sunmayı önceliklerimiz arasında. Hizmetlerimizin temelinde hizmet verdiğimiz firmaların ürün çeşitliliğine bağlı olarak, uygun depolama alanları oluşturup, yüksek analiz gücümüzü de kullanarak, konvansiyonel raf sistemleri, dar koridorlu raf sistemleri, drive-in raf sistemleri, mezanin raf sistemleri ve otomasyon çözümlü depolama alanları tasarlayıp gerek serbest depolarımızda gerekse gümrüklü sahalarımızda kullanıma hazır hale getiriyoruz.

Yine artan ihtiyaçlar doğrultusunda, adet ve koli sorter, konveyör ve koli/palet asansör sistemlerinin kullanımıyla operasyonel kabiliyetlerimizi yükseltmeye odaklanıyoruz. Verimlilik artıran sistemlerimizin yanı sıra en değerli varlığımız olan insan kaynağımızla da elleçleme ve katma değerli hizmetlerimizi birleştiriyor, müşterilerimizle buluşturuyoruz.